Ayten Alkan
içinde :
2012 : Şehircilik Çalışmalarının Zayıf Halkası: Cinsiyet, Nermin Abadan Unat’a Armağan – Birkaç Arpa Boyu: 21. Yy’a girerken Türkiye’de Feminist Çalışmalar (der. Serpil Sancar), İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları, s. 343-414
Anglo-sakson dünyaya ilişkin literatürde özel olarak kentsel tartışmalar, genel olarak da mekân analizleriyle kadının konumunu birlikte ele alıp çözümleyen ilk akademik çalışmalar, sosyal bilimlerin diğer disiplinleriyle karşılaştırıldığında, göreli geç bir dönemde ve pek az sayıda olmak üzere yayınlanmaya başlamıştır (akt. McDowell 1993a, Peet 1998). Söz konusu literatürün 1990’ların sonlarına değin gelişimini, uluslararası alanda bu konuda yapılmış yayınları ve temel tezlerini Türkiye bilim alanına tanıtmak amacıyla hazırlanmış ilk –ve coğrafya disiplininden şimdilik tek- yayın Özgüç’ün (1998) çalışmasıdır. Kaynak, bir bölümü ancak dolaylı olarak feminist coğrafyayla ilgili olsa da 49 sayfalık bir bibliyografya sunmaktadır. Özgüç’ün temel ilgisi, “kadınlar için feminist coğrafya” değil, coğrafyanın daha gelişkin bir disiplin durumuna gelmesi için, kitabın da başlığı olan, Kadınların Coğrafyası’dır (agy, Önsöz ve s.156). Nitekim Özgüç, “feminist coğrafya”yı beşeri coğrafyanın bir alt-dalı olarak niteleyip aslen, “feminist-olmayan fakat cinsler arasında yanlı davranmayan bir beşeri coğrafyanın geliştirilmesi”ni savunur (agy, s.29 ve 157) ve böylece, feminizmden değil ama coğrafyadan yana bir tutumu benimser.
Fiziksel coğrafya bir yana, beşeri ya da davranışsal coğrafyanın cinsiyetler karşısında yansız görünmekle birlikte erkekleri incelediğinden yola çıkan feminist coğrafya’nın birincil çabası, kadınların coğrafyaya içerilmesi, görünür kılınması, “haritaya yerleştirilmesi” olmuştur (agy, s.22-3 ve 43-4). Konu, ancak 1980’lerde tekil bir ilgi alanı olmaktan çıkıp -şehircilik, coğrafya, kent planlaması, mimarlık gibi- ilgili disiplinlerin yerleşik bir bileşeni haline gelmiştir. Meselenin salt kadınlara dair bilgi birikimi oluşturmaktan ibaret kalmayıp kadınları haritaya yerleştirmenin ötesinde, disiplinlerin hâkim bilgi yapılarıyla yöntemlerinin de soruşturmaya konu edileceğinin ilk habercisi olarak kabul edilen metnin (Monk ve Hanson 1982) yanı sıra, lisans düzeyinde okutulmak üzere alanla ilgili ilk ders kitabı da (WGSG 1984) bu dönemde yayınlanmıştır.
Bu göreli gecikmeyi, ikinci dalga kadın hareketinin mensupları olan ve henüz 1970’lerde hayli yüklü bir eleştirel külliyat oluşturmuş bulunan feministlerin ağırlıklı olarak sanat ya da sosyal bilimler alanlarından gelmiş olmaları ve böylece teknik konular’a ilgilerinin sınırlı kalmış olmasıyla ilişkilendirmek mümkündür. İlgili bütün disiplinleri kapsayacak biçimde şehirciliğin nasıl olup da sosyal bilimler dışıymışçasına veyahut bir teknik meseleler bütünüymüşçesine konumlandığının yanıtını, Burnett’ın (1973), ilgili literatürde “ilk” olarak anılan çalışmasında da bulabiliyoruz.[1] Toplumsal değişme, kentsel form ve gelişme modelleriyle kadının konumu arasındaki ilişkiyi analiz ettiği çalışmasında Burnett’ın ana-akım kentsel gelişme modellerine eleştirisi, bunların yalnızca cinsiyet değişkenini göz ardı etmeleri değil, aynı zamanda ve daha geniş bir bağlamda toplumsal değişme sorunsalını analiz etmekteki ilgisizlikleri ve yetersizlikleridir.
[1] Burnett’ın çalışmasıyla aşağı yukarı aynı dönemde yayınlanan alanla ilgili diğer bazı öncü metinler için bkz. Hayford 1974, Loyd 1975 ve Tivers 1978.
Devamı için :
Abadan için Alkan Kısaltılmış – Revize – Son