…
“Gezi Parkı direnişi, hem ‘yerel yönetim-merkezi yönetim’ ilişkisi açısından hem ‘yerel siyaset’ bakımından bir ders konusu gibi (….) Sanırım Kundera demişti: ‘İktidar sizi nerenizden yaralıyorsa, kimliğiniz orası olur.’ İktidar salt Gezi Parkı özelinde bize o kadar çok kimlik kazandırmıştır ki…” (D.)
“(….) televizyonlarda ve meydanlarda sürekli olarak Gezi parkı hakkındaki kararların tek yetkili sözcüsü olarak Başbakanı görüyoruz. (….) Bu, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkisini aşıyor. Çünkü bu artık hukukilik denetimi değil, yerindelik denetimi oluyor ve hatta (merkezi yönetimin) yerel yönetimlerin yerine geçip tek karar alıcı konumuna yerleştirdiğini gösteriyor. Bu hiçbir şekilde yerel özerklikle ve yerel demokrasiyle alakalı bir uygulama değildir.” (A.)
“Bu karar, bir yerel yönetim organından çıktığı halde bu kararı neredeyse şantiye şefi gibi yürüten, uygulamaya çalışan bir ülke başbakanı gördük. Büyükşehir Belediyesi, bu kararı neden aldığını, Taksim’de ne olacağını açıklamak bir yana, görev ve yetki alanına giren bu konuyu yine aynı başbakana devretti.” (K.)
“Demos halksa ve Kratos iktidar ise bu sistemin bu şekilde işlememesi gerekiyor.” (O.)
…
Metnin tamamı için :
https://aytenalkan.files.wordpress.com/2014/10/yerel-c3b6zerklik-gezi-parkc4b1-salman-alkan.doc