Şurada : 1999 : Toplumsal Cinsiyet ve Kent Planlaması, SBF Dergisi 54(4), s. 1-29.
…
Planlamacılar, doğal süreçlere ve “öteki” insanların ussal etkinlikte bulunabileceğine ilişkin olarak köklü bir güvensizlik içindedirler. Planlamacı, ‘doğa ana’nın ya da ‘insan doğası’nın neden olduğu düşünülen sorunları keşfetmeli, yenmeli ve denetlemelidir. Bu inanışla, planlamacı, toplumu, yerküreyi ya da kenti “felaket”ten koruyabilmek için “mükemmel” olmayan bir dünyaya müdahale etmeyi bir zorunluluk olarak görür. Kent planlamasının, uzun bir süre, nüfus planlamasıyla, öjeniyle ve sömürgecilikle bağlantılı olarak varlığını sürdürmüş olması da, arı/katışık, düzen/kaos karşıtlıkları çerçevesinde, bu müdahaleciliğin bir yansıması olmuştur. Oysa, Michael Curry’nin coğrafyanın “arkitektoniği”ni vurgulamasına (aktaran Rose, 1993: 7) benzer bir biçimde, Greed de planlamayı, “sorun çözmeye” ya da “toplumu felaketlerden korumaya” yönelik olmaktan çok, gerçeklikleri kurmaya ya da varolan gerçeklikleri yeniden düzenlemeye ve mekana yüklemeye yönelik bir etkinlik olarak tanımlamaktadır (11-3).
…
Alana giriş metnimdi, 16 yıl geçmiş üzerinden, acemiliklerini sevecenlikle karşılayın 🙂 İsterseniz şuradan tam metne ulaşabilirsiniz : Planlama